Avrupa Evsizlerle Çalışan Ulusal Kuruluşlar Federasyonu (FEANTSA) ve Abbe Pierre Vakfı, yaptıkları rapora göre AB ülkeleri ve İngiltere’de 399,561 çocuğun barınacak bir evi olmadığı tespitinde bulundular. Bu çocuklar ya acil barınma evlerinde kalıyor ya da sağlıksız koşullara sahip konutlarda yaşam mücadelesi veriyor. Reşit olmayan çocukların dörtte biri aşırı kalabalık konutlarda barındığı düşünülüyor. Başkentlerde milyonlarca evsizin arasında yer alan bu çocuklar eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşayarak güvencesiz bir gelecekle karşı karşıya kalıyor.
Sarah Coupechoux ve Rocio Urias Martinez, Avrupa’da artan evsiz çocuklar hakkında endişelerini dile getirdiler. Evsiz çocukların sağlık hizmetlerine erişiminin zor olması astım gibi hastalıkların artmasına neden olurken eğitim haklarından da mahrum kalmakta. Verilerin yetersizliği ise bu çocukların durumuyla ilgili net bilgiye ulaşmayı güçleştiriyor.
Kovid-19 sonrası yaşam maliyetlerinin artmasıyla evsizlik sorununun daha da derinleştiğini belirten Coupechoux, konut maliyetlerinin artmasıyla birlikte ev bulmanın zorlaştığını ifade etti. Rocio Urias Martinez ise kötü koşullardaki barınaklarda kalmak zorunda kalan evsiz çocukların sağlık, eğitim ve genel gelişimlerinin olumsuz yönde etkilendiğine dikkat çekti. Evsizlik döngüsünü kırmak için acil barınma koşullarının sağlanması gerektiğini savundu.
Martinez, refakatsiz çocukların evsiz olmaya daha yatkın olduğunu belirterek uzun vadeli barınma politikalarının eksikliğinin bu durumu daha da kötüleştirdiğini vurguladı. Sığınma evlerinde kalan çocukların 18 yaşına geldiklerinde karşılarına çıkan barınma ve iş imkanlarının yetersizliği ise sokaklarda kalma riskini artırıyor. Bu çocuklar için istikrarlı bir barınma ve eğitim olanaklarının sağlanması gerektiğini belirten Martinez, evsizlik sorununun çözümü için “Önce Barınma” yaklaşımının benimsenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
