Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 50’de sabit bıraktıktan sonra sıkılaşma doğrultusunda alınan ek tedbirleri duyurdu. Bu tedbirler arasında TL mevduat ve Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında zorunlu karşılık oranlarının artırılması ve yabancı para kredilerine aylık yüzde 2 büyüme sınırının getirilmesi gibi adımlar bulunmaktadır. Bankacılık ve sigortacılık uzmanı Korkmaz Keskendir, bu tedbirleri olumlu değerlendirmektedir.
Bankacılık ve sigortacılık uzmanı Korkmaz Keskendir, İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Öğretim Görevlisi olarak finans dünyasındaki gelişmeleri ve alınan tedbirlerin içeriğini Sivas SRT için değerlendirdi. Merkez Bankası’nın politika faizini sabit bırakmasının yanı sıra aldığı ek tedbirlerle ilgili olarak Keskendir, TL mevduatı destekleneceğini, KKM’deki düşüşün hızlanacağını ve döviz kredilerindeki artışın sınırlanacağını vurguladı. Ayrıca enflasyonda belirgin bir bozulma olması durumunda para politikasının daha da sıkılaştırılacağı bilgisini paylaştı.
Merkez Bankası’nın aldığı ek tedbirlerin vatandaşlara nasıl yansıdığını anlamak adına Korkmaz Keskendir’e çeşitli sorular da yöneltildi. Faiz kararı ve sıkılaşma adımlarıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Keskendir, Merkez Bankası’nın faiz politikalarının ekonomiye olan etkilerini detaylı bir şekilde açıkladı. Faiz oranlarındaki değişikliklerin kredi faiz oranlarını ve mevduat faiz oranlarını doğrudan etkilediğini belirtirken, yatırım yapacak kişilerin ve kurumların bu konuları yakından takip etmeleri gerektiğini vurguladı.
Ülke ekonomisindeki yatırımların artması için finansal okuryazarlık oranının yükseltilmesi ve bankacılık sistemlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Korkmaz Keskendir, gelişmiş ülkelerin bankacılık sistemlerini örnek alarak Türkiye’nin finansal istikrarını sağlaması gerektiğini belirtti. Zorunlu karşılık oranlarının artırılmasının sıkılaşma politikalarının bir sonucu olduğunu ve ülke ekonomisi için olumlu bir gelişme olduğunu vurgulayarak, hisse senedi piyasalarına olan ilginin artmasının Türkiye için olumlu bir adım olduğunu ifade etti.