Türkiye’nin enflasyonu düşürme amacına hizmet eden para politikası, Türk Lirası mevduat payının artmasını hedefleyerek uyguladığı politikaların meyvelerini vermeye başlamıştır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) 17 Mayıs haftasındaki bankacılık istatistiklerine göre, Kur Korumalı Mevduatlar (KKM) ve döviz mevduatlarında düşüş gözlenmiştir. KKM mevduatlarında 20,4 milyar TL’lik bir azalma yaşanmıştır ve toplam KKM mevduat miktarı 2,18 trilyon TL’ye gerilemiştir.
Aynı dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, döviz mevduatları da parite etkisinden arındırıldığında 1,2 milyar dolar azalmıştır. Gerçek kişilerin döviz mevduatlarında da 1,1 milyar dolarlık bir gerileme gözlenmiştir. Yurt dışında yerleşik kişilerin Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) alımları ise artmıştır. 17 Mayıs haftasında yurt dışında yerleşik kişiler, 1 milyar 339 milyon dolarlık DİBS alımı yaparak, Yabancıların DİBS stoku 8 milyar 191,1 milyon dolara ulaşmıştır.
TCMB Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri’ne göre, yabancıların DİBS alımları son 8 haftada 5,8 milyar doları aşarak, 2013’ten bu yana en güçlü yabancı ilgisini çekmiştir. Türkiye’nin para politikasındaki bu olumlu gelişmeler, ekonomi politikasının enflasyonu kontrol altına alma çabalarına destek olmaktadır. Artan Türk Lirası mevduat payı ve azalan döviz mevduatları, enflasyonun düşürülmesine katkı sağlamaktadır.
Bankacılık sektöründeki bu değişiklikler, Türk ekonomisinin daha sağlıklı ve dengeli bir yapıya kavuşmasına yardımcı olmaktadır. Enflasyonun kontrol altına alınması, ekonomik istikrarın sağlanması ve yatırımcıların güveninin artması açısından önemli bir adımdır. Türkiye ekonomi politikası, para politikası araçlarını kullanarak enflasyonu kontrol altına almak ve ekonomiyi yönlendirmektedir. Bu çerçevede, Türk Lirası mevduat payının artması ve döviz mevduatlarında yaşanan düşüş, ekonominin geleceği açısından umut verici bir gelişmedir.