Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, Türkiye’nin kömürden kademeli çıkışı, elektrifikasyon ve teknolojik dönüşüm ile sera gazı emisyonlarını 2035 yılına kadar yüzde 35, 2053 yılına kadar ise yüzde 61 oranında azaltabileceğini ortaya koydu.
COP30’DA SUNUM YAPILDI
İPM, Brezilya’nın Belem kentinde devam eden BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 30. Taraflar Konferansı (COP30) çerçevesinde, “Bugünden 2053’e: Türkiye Net Sıfır Emisyona Nasıl Ulaşabilir?” başlıklı bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2053’te Net Sıfıra Doğru” başlıklı raporun detayları katılımcılarla paylaşıldı.
Rapor içerisinde referans senaryo ve net sıfır senaryosu olmak üzere iki ayrı yol haritası değerlendirildi. Mevcut politikaların sürdürülmesi halinde, emisyonların 2035 yılında 655 milyon tona ulaşması öngörülüyor. Ancak net sıfır senaryosunda, yaklaşık 370 milyon ton seviyesinde önemli bir düşüş bekleniyor.
ELEKTRİK SEKTÖRÜ NET SIFIRDA KRİTİK ROL OYNUYOR
Sabancı Üniversitesi İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, net sıfır hedefinde en kritik görevin elektrik sektörüne düştüğüne dikkat çekti. 2035 yılında elektrik üretiminin yarısının güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanacağını, 2053’te ise bu oranın yüzde 70’in üzerine çıkacağını ifade etti.
Şahin, fosil olmayan enerji kaynaklarının toplam payının yüzde 90’ı aşacağını vurgulayarak, en etkili iki müdahalenin elektrifikasyon ve teknolojik dönüşüm olduğunun altını çizdi.
KÖMÜRDEN ÇIKIŞ VE YATIRIM İHTİYACI
Rapor, 2035 yılına kadar her yıl 10 gigavatlık güneş ve rüzgar enerjisi ile 9 gigavatlık batarya kapasitesinin kurulması gerektiğini belirtiyor. Elektrik sektörü için 2035 yılına kadar yıllık yatırım ihtiyacı yaklaşık 8 milyar dolar olarak öngörülüyor. Ulaşım sektöründe ise ithal yakıt tüketiminin azalması nedeniyle ekonomik kazanç sağlanacağı ifade ediliyor.
SENARYOLARA GÖRE EMİSYON AZALTIMI
Referans senaryoda 2035 yılına gelindiğinde emisyonların yüzde 12 artacağı tahmin ediliyor. Net sıfır senaryosunda, 2021 yılındaki zirve seviyesine göre yüzde 35 oranında emisyon azaltımı mümkün görülüyor.
2053 yılı itibarıyla emisyonların 223 milyon ton seviyesine düşmesi bekleniyor; bu da 2021 yılına kıyasla yaklaşık yüzde 61 oranında bir azalma anlamına geliyor.
TÜRKİYE’NİN COP31 ADAYLIĞI VE İKLİM DİPLOMASİSİ
Şahin, Türkiye’nin gelecek yıl düzenlenecek COP31’e ev sahipliği adaylığı hakkında şu ifadeleri kullandı:
Türkiye, büyük ve büyüyen bir ekonomi olarak iklim politikasında liderlik rolünü artırmalı. COP31’e ev sahipliği, Türkiye’nin daha iddialı iklim politikaları benimsemesi ve sivil toplum ile iklim hareketinin etkisini artırması için önemli bir fırsat sunuyor.
Avustralya ile karşılaştırıldığında, Türkiye’nin adaylığı daha objektif bir şekilde değerlendirilmelidir.
