Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 Ocak 2023 tarihinde TBMM Grup konuşmasında AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar’a kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 100 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildi. Kılıçdaroğlu’nun kariyeri boyunca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerine yönelik attığı iftiralar nedeniyle tazminat davalarıyla sık sık karşı karşıya kaldığı bilinmekteydi. Bu durum, CHP’deki liderlik koltuğunu kaybetmesine rağmen devam etmekteydi.
Ankara 36. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada, Akar’ın avukatı, müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi zararın giderilmesini isterken, Kılıçdaroğlu’nun avukatı ise beyanların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve hakaret içermediğini savundu. Hakim İbrahim Enes Çelik, davayı kabul ederek Kılıçdaroğlu’nun Akar’a 100 bin lira manevi tazminat ödemesine karar verdi ve Türk Borçlar Kanunu’nun 58/2. maddesi gereğince Kılıçdaroğlu’nun “kınanmasına” ve hüküm özetinin en yüksek tirajlı iki gazetede yayımlanmasına hükmetti.
Akar’ın avukatı Samet Can Olgaç, Kılıçdaroğlu’nun partisinin TBMM Grup toplantısındaki konuşmasında o dönem Milli Savunma Bakanı olan Akar’a yönelik “ağır hakaret ve ithamlarda” bulunduğu gerekçesiyle 100 bin liralık manevi tazminat davasını açmıştı. Dava dilekçesinde Kılıçdaroğlu’nun “kınanması” ve bu kararın en yüksek tirajlı iki gazetede yayınlanması talep edilmişti.
Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı döneminde parti milletvekillerinin maaşlarından kesinti yapılarak oluşturulan fon aracılığıyla cezaları ödediği bilinmektedir. Ancak 100 bin liralık tazminatı nasıl ödeyeceği belirsizliğini korumaktadır. Bu durum Kılıçdaroğlu’nun gelecekteki adımlarını nasıl atacağı konusunda merak uyandırmaktadır.
Sonuç olarak, Kılıçdaroğlu’nun Akar’a ödemeye mahkum edildiği 100 bin liralık tazminat kararı, Türk siyasetindeki tazminat davalara dair bilinen birçok örneği de hatırlatmaktadır. Siyasi liderler arasındaki gerilim ve hukuki süreçler, kamuoyunun dikkatle takip ettiği konular arasında yerini korumaktadır. Bu olay da Türkiye’nin siyasi ve hukuki atmosferinde tartışmaları tetikleyen bir gelişme olmuştur.
