
ANKARA-BHA
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisinin grup toplantısında konuşma yaptı. Dervişoğlu, gündemdeki konulara değinerek şöyle ifade etti:
“Güç aldıkları devleti, o güç diye bildikleri zehirle öldürüyorlar. Devleti var eden ve onun varlık sebebi olan bu milleti de yok ediyorlar. Bu binilen ağacın dalını kesmek değil, bütün ormanı yok etmektir. Artık yoksulluğu konuşmayı bile unuttuk. Türkiye, yoksulluğunu konuşamaz hale gelmiştir. Bu verileri dert eden ve sorgulayanlar dahi hapse atılıyor. Aylık enflasyon yüzde 3; yıllık ise yüzde 37 olarak açıklanmakta. Ancak, ev fiyatlarının bir yılda yüzde 70 arttığını görüyoruz. Bunları görmezden gelmek mümkün mü? Bir ayda 57 milyar dolar harcadılar, ‘Tutuklamanın etkisi birkaç günde geçer’ diye masal anlatıyorlar. Sen kime ne anlatıyorsun, Recep Tayyip Erdoğan? Sanayici ‘Üretemiyorum’ diyor. Esnaf, ‘Sattığımı yerine koyamıyorum’ diyor. Cumhurbaşkanı yardımcısı bile ‘Bu ortamda param olsa faize yatırırım’ diyor. Çiftçi, ‘Ekmeğe hasretim, eksem de satamıyorum’ diyor; işçi, ‘Emeğimin karşılığını alamıyorum’; işsiz, ‘İş bulamıyorum’; emekli ‘Yaşayamıyorum’ diyor. Bunlar çıkmış, ‘Her köşeye vergi memuru dikeceğim’ diyebiliyorlar.
“Vatan yahut Silistre gitmiş Vatan yahut Silivri gelmiştir”
Ekonomik durum böyleyken adalet konusunda da benzer bir tablo var mı? Yıllardır, özellikle son bir yıldır gizli tanıklarla doldurulan içi boş soruşturmalar yüzünden ülkemiz zor durumda. Milletin üzerine karabasan gibi çöken bu iktidar, gururlarla, onurlarla, hayatlarla oynuyor. Bu büyük Millet, yoksulluk kırbacıyla zayıflatılmak ve korkuyla sindirilmek isteniyor. İşte kırıp atmamız gereken bu iki zincir. Yapacağız çünkü inanıyoruz ve başaracağız çünkü çareyi biliyoruz. Bugün hükümetin bizleri oyaladığı gündemler, televizyonlarda konuşulan meseleler, hangi derdimize derman olabilir ki? Bize zehir olan, onların ilaçlarıdır! Geçen yıl yaptığım konuşmanın ana teması da buydu. İktidarın, eli değnekli gazetecilerin ağzıyla millete zerk ettiği ‘sözde Yeni Anayasa’ydı. Hukuksuz bir millete ‘Yeni anayasa’ demek abesle iştigaldir. Bu hükümet yeni anayasa derken ‘Ekmek bulamıyorsanız anayasa yiyin’ demektir. Eli değnekli gazetecilere gelince, televizyonları açtığınızda, her gün Vatan Caddesi’ndeki Emniyet’ten, Çağlayan’daki Adliye’den, Silivri’deki zindandan canlı yayınlar yapılıyor. İktidara karşı olan herkes bir sebeple Vatan Emniyeti’ne götürülüyor. En acı olan ne biliyor musunuz? Vatan yahut Silistre hikayemiz Vatan yahut Silivri’ye dönüşmüştür.
“Terörü bahane ettiler, sonunda terörist başına utanmadan el uzattılar”
Her beş yılda bir buraya dönüp gelip duruyorlar. Sadece ortakları değişiyor, ama yolları ve yöntemleri aynı kalıyor. Ortaklar değişse de, her seferinde torba yasaları, yargı paketlerini devreye sokuyorlar. Tanımadıkları, çiğnedikleri, askıya aldıkları Anayasa’yı zaten uygulamıyorlar. Tek arzuları iktidar; tek bildikleri yetki. Yetki, yetki, yetki… Şimdi o yeni Anayasa projesini genişlettiler











