Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki uzun zamandır devam eden gerilim, son gelişmelerle bir kez daha tırmanışa geçti. Kuzey Kore Halk Ordusu tarafından yapılan açıklamada, Güney Kore ve ABD’nin askeri hareketleri sebebiyle tüm kara ve demir yolu bağlantılarının kesilmesine karar verildi. Bu kararın 9 Ekim tarihi itibariyle yürürlüğe gireceği belirtildi.
Kuzey Kore’nin resmi haber ajansı KCNA’nın aktardığına göre, sınır bölgeleri savunma yapılarıyla tahkim edilecek ve Güney Kore’nin “birincil düşman devlet”, “sabit ana düşman” olarak tanımlandığı vurgulandı. Açıklamada, sınırdaki kara ve demir yolu bağlantılarının kesilerek ülkenin güvenliğinin sağlanması amacıyla alınan bu önlemin, öz savunma kapsamında olduğu ifade edildi. Güney Kore’nin askeri tatbikatları ve ABD’nin bölgeye bazı nükleer varlıklarını göndermesiyle askeri durumun “akut” bir hal aldığına dikkat çekilerek daha kararlı ve güçlü tedbirler alındığı bildirildi.
Kuzey Kore ordusunun Güney Kore’deki ABD birliklerine tahkimat faaliyetini telefon mesajıyla duyurduğu ve bu durumun yanlış anlaşılmayı ve çatışma riskini önlemeyi amaçladığı belirtildi. Güney Kore’de halen 28 bin Amerikan askerinin bulunduğu ve bu askeri varlığın 1950-53 Kore Savaşı’ndan bu yana devam ettiği bilgisi paylaşıldı. Kuzey ve Güney Kore arasındaki ayrılığın Soğuk Savaş döneminden kalma çözülemeyen bölünmelerden biri olduğu vurgulandı.
Gelişen bu son durumlar doğrultusunda taraflar arasındaki gerilimin arttığı ve askeri önlemlerin sıkılaştığı görülmektedir. Kuzey Kore’nin alınan bu tedbirleri, ülkenin güvenliğini sağlama amacıyla gerçekleştirdiği belirtilirken Güney Kore ve ABD’nin askeri faaliyetlerine yönelik son kararlı tutumu dikkat çekmektedir. Bu gelişmelerin Kore Yarımadası’nda uzun süredir devam eden gerilim ve siyasi ayrılığı derinleştirebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Son olarak, Anadolu Ajansı (AA) kaynaklı bu haberde, Kuzey Kore’nin aldığı kararların önümüzdeki günlerde nasıl bir gelişme göstereceği ve bölgedeki askeri durumun nasıl etkileneceği merak konusu olmaya devam etmektedir. Bu gelişmelerin bölge barışı ve istikrarı üzerindeki olası etkileri yakından takip edilmelidir.