ANKARA-Sivas SRT
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı, faizlerdeki düşüşün devamı ve enflasyonla mücadele sürecinden başarıyla çıkabilmek için para politikasının maliye politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu süreçte ekonomimizin gücünü koruması açısından ilave destekler gerekli” dedi.
ATO Yönetim Kurulu Başkanı, Ankara Ticaret Odası’nın Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ekonomik değerlendirmelerde bulunarak, 2025 yılına ilişkin beklenti ve öngörülerini paylaştı. Faizlerdeki düşüşün devamı ve enflasyonla mücadele sürecinden başarıyla çıkabilmek için para politikasının maliye politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini belirten bu yetkili, “Bu süreçte ekonomimizin dinamiklerini korumak için imalat-ticaret ayırt etmeksizin, tüm sektörlerimize ilave destekler sağlanmasının, ekonomimizin gücünü koruması açısından gerekli olduğu kanaatindeyiz.” diye konuştu. Ayrıca, Merkez Bankası’nın politika faizinde 250 baz puan indirime gitmesinin umut verici olduğunu ifade ederek, “2025 yılının ilk yarısında, faiz indirimlerinin piyasalara doğrudan olumlu etkisi olmasa bile de, finansmana erişimi kolaylaştırma yönünde önemli bir aşama kaydedilmiş oldu. Faiz indiriminin, ticaret, yatırım, üretim ve istihdamı canlandıracak şekilde devam etmesini temenni ediyor, bu süreçte bankaların da kredi faizlerini indirerek, KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, reel sektöre destek olmalarını bekliyoruz.” dedi.
Yüzde 5 büyümeyi yakalamalıyız
Enflasyondaki yükseliş ve sıkı para politikalarının, küresel ekonomide yavaşlamaya yol açtığını vurgulayan bu yetkili, yaşam maliyetleri yükselirken, borçlanma maliyetlerinin de arttığını belirtti. Küresel mal ticaretinin yüzde 3, küresel ekonominin de yüzde 3,2 oranında büyümesinin tahmin edildiğini aktaran ATO Başkanı,
“Bu süreçte, ülkemiz için enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrarın sağlanması öncelikli konu olmaya devam ediyor. Yüksek enflasyon ve yüksek faiz, reel sektörün ayakta durmasını zorlaştırıyor.
Kredi maliyetlerinin yükselmesi, reel sektörün üzerindeki baskıyı artırıyor, yeni yatırımların önünü tıkıyor. OECD, Türkiye’nin 2025 yılında yüzde 3,2 oranında büyüyebileceği tahmininde bulundu. Mevcut şartlarda bu ölçüde büyümek başarı ancak ülkemizin gelişimini verimli bir şekilde sürdürmesi ve istihdam oranlarını koruyabilmesi için en az yüzde 5 civarında bir büyüme oranını yakalamamız gerekiyor.” dedi.
2020’li yılların, Türkiye ve dünyada, zorlu sınavlara sahne olduğunu kaydeden bu yetkili, küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar devam ederken, Türkiye’nin asrın felaketi olarak nitelendirilen depremleri yaşadığını ve çok sayıda ilde yıkıma neden olan bu durumun, ekonomiyi de ağır şekilde etkilediğini söyledi. Bu süreçte diğer uluslararası problemlerin, dünya gündeminde önem kazandığını belirtti.
Temkinli ama umutluyuz
İş dünyası olarak, 2025 yılına ilişkin jeopolitik riskleri ve fırsatları göz önünde bulundurarak, siyasi dengelerin ekonomiyi şekillendirebileceğinin bilincinde olduklarını ifade ederek, “Bir ayağı Avrupa’da, bir ayağı Asya’da olan ülkemiz için yeni fırsatların olacağı beklentisi içinde, temkinli ama umutluyuz.” dedi.
İnşaat sektörünün hareketlenmesini bekliyoruz
Ekonominin lokomotifi niteliğindeki inşaat sektörünün 2025 yılı ortalarından itibaren hareketlen